?nönü, Müsiri g� - AlıntıSöz
Müsir Fevzi Çakmak...
?nönü, Müsiri görür görmez dizüstü düstü.
Müsir sağ eliyle ?nönüyü göstererek askere hitap etti:
- Su gördüğünüz adam, askerî talebeliğinde, zabitleri görsün diye seccadesini koridora atıp
namaz kılan seciye!... ?stemeye istemeye katıldığı ?stiklâl Savasının istismarcısı, ?nönü Zaferinin
hırsızı, Lozanda Türk mukaddesatının peskes çekicisi, Müslümanlık, Türklük ve Türkçülüğün
düsmanı; Basvekilliğinde en feci zulüm ve suiistimallerin, Devlet reisliğinde de en korkunç istibdat
ve yâran saltanatının merkezi ve nihayet muhalefetinden ebediyyen kendisi için kurulan muhalefet
makamının meccani ve sahtekar lüpçüsü!... Sonunda meccânilik ve lüpçülüğün son basamağı
olan Z vitamini sayesinde ölüme çare bulunacağını sanırken simdi serefli ölüler arasında
kendisine yer arıyor! Yeri yoktur!
Diğer Hüseyin Nihal Atsız Sözleri ve Alıntıları
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- Rûhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem, bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervâne olan kendini gizler mi alevden?
Sen istedin, ondan bu gönül zorla tutuştu... - Kalbin benim olsun diyorum,çünkü mukadder...
Cismin sana yetmez mi? Çabuk kalbini sök,ver!
Yoktur öte alemde de kurtulmaya bir yer!
Mutlak seveceksin beni,bundan kaçamazsın... - Hayat ölümün başlangıcıdır.
- "Ummadık yerden gelen iyilik ve nezaket insanları daha çok sarar ve sarsar."
- "Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!"
- "Bana insanlardan mı bahsediyorsun?" demişti. "İnsanlar mazide ve tarihin yaprakları arasında kaldılar. Bu gördüklerin birer karikatürden başka bir şey değildir."
- "Hakikaten şu insanlar pek müz'iç mahluklardı. Kendi akıllarının üstünlüğüne inanarak başkasına öğüt vermekten vazgeçmiyorlar, fakat kendi gülünçlüklerini, zavallılıklarını da bir türlü idrak edemiyorlardı."